-->-->
 
     

Konya Tarihi

 
 
 
DÜNYA KENTİ KONYA TARİHİ HAKKINDA...

                                       
Konya, M.Ö. 7000'li yıllardan itibaren, insanlık tarihi açıdan önemli medeniyetlere sahne olmuş, oldukça zengin bir kültürün izlerini bağrında taşıyan, Mevlana gibi yetiştirdiği İslam büyükleri ile gönülleri fetheden, tarihi ipek yolunun ticaret ve konaklama merkezi olarak adeta bir müze şehir kimliğine sahip olan istisna bir şehirdir. Türk târihinin en eski ve kıymetli eserlerini sînesinde barındıran Konya, ayrıca bir gönül diyârıdır.

Konya'nın adının "Iconium" kelimesinden (İkon: kutsal tasvir), zaman içinde deyiş farklılıklarıyla Türkçeleşerek oluştuğu rivayet edilmektedir. Konya 'nın ticari ve askeri güzergahların kesiştiği bir noktada olması, pek çok kez yakılıp yıkılmasına neden olmuştur. Ancak bu sırada pek çok medeniyete de evsahipliği yapması tarihte bir kültür merkezi olarak anılmasına yol açmıştır. Tarih öncesi çağlara, Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, İskender, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı uygarlıklarına beşiklik etmiştir. Bu dönemlere ait çeşitli tarihi eserler Konya ve çevresinde görülebilir.

           Hititler, Lidyalılar, Persler, Selevkoslar ve Romalıların hakimiyetinde bulunan Konya, 7'inci yüzyılın başlarında Sasaniler, ortalarında da Emeviler tarafından işgal edilmiş olup, 10'uncu yüzyıla kadar Bizans eyaleti olarak varlığını sürdürmüştür.

        1071 yılında, Malazgirt savaşından sonra Anadolu'nun kapıları Türklere açılmış ve Büyük Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Sultan Süleyman Şah tarafından da Konya fethedilmiştir.

          1074 yılında kurulan ve başkenti İznik olan Anadolu Selçuklu Devleti 1'inci Haçlı Seferi sonunda İznik'i kaybedince, Başkent Konya'ya taşınmıştır. Başkent olduktan sonra günden güne gelişen ve pek çok mimari eserle süslenen kent, kısa zamanda Anadolu'nun en gelişmiş şehirlerinden biri haline gelmiştir.

          1097 yılından 1308 yılına kadar 211 yıl boyunca, Anadolu Selçuklu Devletinin egemenliği altında kalan Konya, Selçuklu Devletinin yıkılışını takiben Karamanoğulları Beyliğinin hakimiyeti altına girmiştir.

           1465 yılında Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından Karamanoğulları Beyliği ortadan kaldırılmış ve Konya Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine alınmıştır.

          Fatih Sultan Mehmet, 1470 yılında 4'üncü Eyalet olarak Karaman eyaletini kurmuş, merkezini de Konya şehri yapmıştır. 17'inci yüzyılda Karaman eyaletinin sınırları genişlemiş, Tanzimat döneminde de ismi değişerek Konya Eyaleti adını almıştır. Konya şehrinin nüfusu o tarihlerde 1.825 olup, Türkiye'nin 11'inci ve dünyanın da 69'uncu büyük şehriydi.

          İstiklal Savaşı yıllarında da Konya üzerine düşen görevi yapmış, Batı Cephesi Karargahı Akşehir'de kurulmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra, Konya İtalyanlar tarafından işgal edilmiş ise de, 20 Mart 1920 tarihinde işgalden tamamen kurtarılmıştır.

        Cumhuriyet Devrinde hızla büyüyen ve gelişen Konya,  kültür tarihi eserleri ile bugün açık hava müzesi görünümünde bir şehirdir.

        Tarihi eserleri bakımından Türklük' ün sayılı şehirleri arasında yer alan Konya, Selçuklular'a iki asırdan fazla başkentlik yapması sebebiyle, Türk mimarisinin gözde eserleri sayılan abidelerle süslenmiştir. Bu yönden Selçuklu Devri'nde Konya, Bursa, Edirne ve İstanbul'dan önce "En muhteşem Türk şehri" mertebesine yükselmiştir. Konya'da Türk-İslam döneminden önce yapılan eserlerin çoğunun günümüze ulaşamadığı söylenebilir. Yine de Konya çeşitli tarihi eserleriyle bezenmiş istisna şehirlerden biridir.

        Bu eserlerin başında Konya' nın sembolü sayılan Mevlana Müzesi gelir. Mimar Bedrettin Tebrizi tarafından yapılan ve Kubbe-i Hadra (En Yeşil Kubbe) denilen 16 dilimli bu muhteşem abide firuze çinilerle kaplıdır ve bugünkü görüntüsüne Cumhuriyet döneminde kavuşturulmuştur. Alaeddin Camisi, Sahip Ata Külliyesi, Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese Selçuklu dönemi eserlerindendir. Selçuklu ve Beylikler dönemine ait pek çok cami, hamam, çeşme, köprü, tekke, kervansaray, hastane, suyolu ve diğer altyapı kuruluşlarına sahip bulunan Konya' da Osmanlı dönemine ait eserlerin en tanınmışı ise Sultan Selim ve Aziziye Camii' leridir.

        Konya 12. Yüzyılın ilk yarısında Sultan Alaeddin Keykubat (1219, 1236) devri ve sonrasında, Dünyanın ilim ve sanat merkezi özelliğini kazanmıştır. Türk-İslam Dünyası' nın her tarafından gelen bilim ve sanat adamları Konya'da toplanmışlardır. Bahaeddin Veled, Muhyiddin Arabi, ve Mevlana Celaleddin Rumi, Sadreddin Konevi, Şemsi Tebrizi, Kadı Burhaneddin, Kadı Siraceddin, Urmemi gibi bilgin mutasavvıf ve filozoflar kıymetli eserlerini Konya'da hazırlayarak, dünyaya ışık tutmuşlardır. "Konya' nın Altın Çağı" denilebilecek bu özelliği, 12. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. Bu şahsiyetlerin ve Anadolu'nun yeni sahiplerinin engin hoşgörüleri, bilim, sanat ve teknik alanlardaki üstünlükleri, köklü kültürel ve sosyal yapıları, Anadolu'nun "Ana Yurdumuz" olmasında büyük etken olmuştur. Böylece ne Bizans saldırıları, ne Moğol istilası, ne Haçlı orduları, ne İtalyan, ne Yunan işgalleri, Türk' ün Anadolu'daki egemenliğini yok edememiştir.
Anadolu Selçukluları Devrinde Konya
Konya'nın 1071 Malazgirt savaşından sonra Selçuklu Türklerinin eline geçmesiyle (1076-1080) kurulan Anadolu Selçukluları Devletinin Başkentliği (1096-1277) döneminde Kültür ve Sanatta altın çağını yaşar. Devrin ünlü Bilginleri, Filozofları, Şairleri, Mutasavvıfları, Hoca, Musikişinas ve diğer sanatkarlarını bağrında toplamıştır. Bahaeddin Veled, Mevlâna Celaleddin başta olmak üzere Kadı Burhaneddin, Kadı Sıraceddin, Sadreddin Konevi, Şahabeddin Sühreverdi gibi bilginler, Muhyiddin Arabî gibi mutasavvıflar Konyada yerleşmişler, verdikleri eserlerle şehri bir kültür merkezi haline getirmişlerdir.Bilhassa Hz. Mevlâna fikir ve felsefesi ile insanlığı aydınlatmış Mesnevi, Divan-ı Kebir gibi eserleri ile de bu etki halen devam etmektedir.

Yine Nasreddin Hoca da güldüren ve düşündüren fıkraları ile Konyanın kültür ve sosyal hayatının gelişmesinde asırlardır devam eden bir bilge kişidir. Selçuklular dönemi Konyasında Kütüphaneler açılmış, bu dönemde Tarih, Edebiyat, Felsefe, Sanat, Tıp, Kozmoğrafya, Hukuk ve Din alanında büyük tarihi ve kültürel atılımlar yapılmış, buna bağlı olarak Medreseler, Camiiler, Kütüphaneler, türbeler, çeşmeler, kaleler, hanlar, hamamlar, çarşı ve bedestenler, köprüler, saraylar yapılmıştır.


              Karamanoğulları Devrinde Konya
Konya da Karamanoğulları (1277) devrinde de bilim ve kültür alanındaki gelişmeler devam etmiş, Ulu Arif Çelebi ve oğulları Adil ve Alim Çelebiler ile Ahmet Eflâkî ve Sarı Yakup gibi bilgin ve Mutasavvıflar yetişmiştir.
              Karamanoğulları Devri Tarihî ve Kültürel Eserler;
Ali Gav Zaviye ve Türbesi, Kadı Mürsel Zaviye ve Türbesi, Ebu İshak Kazeruni Zaviyesi, Hasbey Dar-ül Huffazı, Meram Hasbey Mescidi, Şeyh Osman Rûmi Türbesi, Ali Efendi Muallimhanesi, Nasuh Bey Dar-ül Huffaz, Turgutoğulları Türbesi, Kalenderhane Türbesi, Tursunoğlu Camii ve Türbesi, Burhaneddin Fakih Türbesi, Siyavuş Veli Türbesi


              Osmanlılar Devrinde Konya
Konya, 1467 yılında Osmanlı sınırlarındadır. Doğu seferlerine çıkan Osmanlı Sultanlarından Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman ve II.Murat'ın uğrak yeridir. İlim, kültür ve sanat hareketleri kesintisiz devam eder. Ünlü şairler, bilginler, tarihci ve filozofların toplandığı merkez halindedir. Bu dönemde de mimarî yönden; Camiiler, Çeşmeler, Medreseler v.s eserler meydana getirilir.

              Osmanlı Devri Tarihî ve Kültürel Eserleri
Selimiye Camii, Yusufağa Kitaplığı, Piri Mehmet Paşa Camii, Şerafettin Camii, Kapu Camii, Hacı Fettah Camii, Nakiboğlu ve Aziziye Camiileri, Şeyh Halili Türbesi ile Mevlâna Külliyesi dönemin mimarî eserlerinden bazılarıdır.

Osmanlının son döneminde Tanzimat hareketiyle Konya'da da yenileşmeler başlamış Medreselerin yanında İlkokullar (İptidai), Öğretmen Okulu (Darülmualimin) ve Ortaokul (Rüştiye) açılmıştır. İlk Lise (idadi) 1889 yılında, yine aynı yıllarda Konya Sanat Okulu da Vali Ferit Paşa tarafından hizmete açılmıştır. 1900 yılında Konya'daki medrese sayısı ilçeler dahil 530'a ulaşmıştır.

              Cumhuriyet Devrinde Konya tarihi
29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile eskilere ilave yeni okullar açılarak, yeni gazete ve dergiler yayınlanmaya başlanır. Yurt genelinde olduğu gibi Konya'da da İlk, orta, Lise ve Yüksek Öğretim devlet yönetimine geçer, okul yapma ve okuma seferberliğine başlanılarak öğretmen yetiştiren okullar ile teknik ve sanat okulları, yüksek okullar memleketin ihtiyacına göre yenilenerek çoğaltılmıştır.

Kültür Bakanlığının kurulması ile kütüphaneler ve müzeler, Kültür ve Tabiat Varlıklarımızın korunması 2863 ve değişik 3386 Sayılı " Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu " çerçevesinde Kültür Bakanlığının denetimine verilmiştir. Tüm illerde Bakanlığı temsil edecek İl Kültür Müdürlükleri teşkilatlandırılarak Cumhuriyet dönemi kültür ve sanat hareketleri sistematik hale getirilmiştir.

Eski eserler:

    Hitit Şehri: Konyaya 7 km uzaklıkta Karahöyükte çıkarılmıştır. Mimarî kalıntılar, mühürler, çanak ve çömlekler bulunmuştur. Çatal Höyük: Konyadan 50 km mesafede olup, Anadoluda insanlığın bilinen ilk yerleşme merkezlerinden biridir. Çatal Höyük (Çatalhüyük), Çumraya 12 km uzaklıktadır. Evler, renkli resimler, seramik ve mezarlar bulunmuştur. İvrit Anıtı: Tarihin ilk tarım anıtı olup, Hitit devrinden kalma bir kabartma taştır. Ereğli ilçesindedir. Hititler toprağın bereketine şükür ifadesi olarak dikmişlerdir. Ilgının Nane ve Dede Höyükleri vardır. Ilgının 25 km kuzeydoğusunda Hitit devrinde III. Hattuşilnin oğlu Tatalya Salburt isimli bir şehir kurmuştur. Bu şehir ile ilgili eserlerden öğrenildiği kadarıyla Hititler Hiyeroğlif yazıyı Mısırlılardan 500 sene önce M.Ö. 3500de kullanmışlardır. Eflatunpınar: Hitit Çeşmesi Anıtı olup, M.Ö. 1300-1200 yıllarından kalmadır. Beyşehire 15 km mesafededir. 14 taştan yapılmış olup, duvar şeklindedir. Belviranköyünde tarihi kalıntılar, Hadımda Bolat ve Eserler köylerinde önemli Hitit eserleri vardır. Ak Manastır: Konya-Silifke yolu üzerinde, kayaya oyulmuş bir manastırdır. 274 senesinde Saint Horion adına yapılmıştır. Haghia Kilisesi: Sillede 327 senesinde yapılmış olup, Anadoludaki en eski kiliselerden biridir. Bizans Çağı Kalıntıları: Cihanbeyli Akçaşar köyünde tarihi kalıntılardır.
  
    Önemli bir turizm merkezi olan Konyada Aralık ayının ilk Pazar gününden 17 Aralıka kadar devâm eden Mevlânâ Haftası; 5 Temmuzda başlayıp bir hafta devam eden Akşehir Nasreddin Hoca şenlikleri; 25-30 Ekim arasında yapılan Âşıklar Bayramı; 9 Eylülde yapılan Cirit Yarışmaları ve 1971den bu yana 5 Ağustosta başlayıp bir ay devâm eden Konya Fuarı ile turizm faaliyetleri hızlanır.

    Konya ve milli kültürümüzün manevi mimarları, Mevlana Celaleddin Rumi; yaşama sevinci, dünya görüşü ve hayat felsefesi ile dünyaya ışık tutarken; Nasreddin Hocamız, Türk Milleti'nin hazır cevaplılığını nükteleriyle dile getirmiş; Yunus Emre ise insan ve insanlık sevgisiyle adeta Ortaçağ karanlığındaki Avrupa' ya "medeniyet dersleri" vermiştir.    

 
Konya Nüfusu:

1831 yılında yapılan nüfus sayımında Konya nüfusu 12.457 olarak tesbit edilmiştir. O tarihte 5.162 ev 123 mahalle vardır. 1935 yılında yapılan genel nüfus sayımında Konya 'da 26.991 erkek 25.102 kadın olmak üzere 52.093 nüfus vardır. 1831 sayımına göre 104 sene içinde şehrin nüfusunda 37.636 gibi mühim bir artış görülmektedir. Nüfus 1940 'da 56.465, 1945 'de 58.457, 1950 'de 64.336, 1956 'da 92.236, 1960 'da 122.704 'dür. Mahalle sayısı 170 olmuştur.

Konya,nüfus bakımından ülkemizin İstanbul,Ankara,İzmir ve Bursa'dan sonra 5.büyük ilidir. 2000 yılı nüfus tespitine göre ilin nüfusu 2.217.969'dur.Nüfusun 1.141.435'i il ve ilçelerinde 802.322'si bucak ve köylerde yaşamaktadır. Şehirde yaşayanların oranı %58.7,köyde yaşayanların oranı ise %41.3'dür. Ülkemizin en geniş yüzölçümüne sahip olan Konya'da kilometrekareye düşen nüfus Türkiye ortalamasının oldukça altındadır.

       1927 yılında 504.125 olan Konya İli nüfusu geçen 80 yıl içerisinde yaklaşık 5 kat artarak 1.943.757'ye yükselmiştir.Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun yaklaış %80'i köylerde yaşarken son nüfus tespitine göre bu oran %40 seviyesine gerilemiştir.
1985 yılı genel nüfus sayımından sonra Karaman'ın il olması nedeniyle 1985 nüfusu 1990 idari bölünüşüne göre yeniden düzenlenmiştir.

       Merkez İlçelerden biri olan Selçuklu İlçesi 281.256 kişi ile Konya İli'nin nüfus itibarıyla en büyük ilçesidir. Diğer Merkez ilçelerden Meram İlçesi 236.531 kişiyle ikinci Karatay İlçesi ise 173.319 kişi ile üçüncü sırayı almaktadır.Diğer bir ifade ile il merkezini oluşturan 3 ilçe nüfus büyüklüğü bakımından ilk 3 ilçeyi teşkil etmektedir.Merkez ilçeleri takiben sırayla Ereğli,Beyşehir,Akşehir,Çumra,Seydişehir ve Ilgın ilçeleri nüfus açısından ilin büyük ilçeleri arasında yer almaktadır.

Konya ilinin nüfusu, 2008 Yılı Genel Nüfus Sayımı kesin sonuçlarına göre 1.959.082 kişidir. Bu nüfusun 968 666'sı erkek, geriye kalan 990.416'sı kadınlardan oluşmaktadır. Bu rakamlara göre Konya; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Adana'dan sonra en kalabalık nüfusa sahip 6. ildir. Nüfusun 1.412.343 kişisi şehirlerde yaşarken, 546.739 kişisi bucak ve köylerde yaşamaktadır. Şehirde yaşayanların oranı %59, köyde yaşayanların oranı %41'dir. Yine aynı nüfus sayımı sonucuna göre, il merkezi nüfusu 967.055, ilin nüfus yoğunluğu ise km2 başına 57 kişidir.

Konya'nın Coğrafi Yapısı

Konya, 38.257 kilometrekareyle Türkiye 'nin yüzölçümü bakımından en büyük ilidir. Konya'nın bu yüzölçümüne göller dahil değildir. Eski bir göl yatağında kurulmuştur. Konya ili; Anadolu Yarımadası'nın ortasında bulunan İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde,şehrin kendi adıyla anılan Konya bölümünde yer almaktadır.

Şehir merkezi etrafında, Loras (2.010 m) ve Erenler (2.319 m) başta olmak üzere yüksek sayılabilecek dağlar dışında yüzlerce km büyüklükteki ovalarda herhangibir yükseltiye rastlanmaz. Ancak ilin güney kesimi Toros Dağları, güneybatısı ise Sultan Dağları ile çevrilidir. Yine güneyinde volkanik dağlar ve krater göllerine rastlanır. Aydos Dağı da (3.430 m) ilin güneyinde olup en yüksek dağıdır. Ülkemizin tahıl ambarı durumunda olan düzlükler; Konya Ovası, Cihanbeyli Yaylası ve Obruk Yaylasından oluşmaktadır. Konya Ovası 'nın en çukur yeri Aslım mevkii (975 m), en yüksek yeri de Alaeddin Tepesidir (1080 m).

İlimiz topraklarının büyük bir bölümü, İç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar.Güney ve güneybatı kesimleri Akdeniz bölgesine dahildir.Konya,coğrafi olarak 36° 41' ve 39 16' kuzey enlemleri ile 31° 14' ve 34° 26' doğu boylamları arasında yer alır.Yüzölçümü 38257 km (göller hariç)'dir. Bu alanı ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir.Ortalama yükseltisi 1016 m'dir.İdari yönden, kuzeyden Ankara, batıdan Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, güneyden İçel, Karaman, Antalya, doğudan Niğde, Aksaray illeri ile çevrilidir.

Konya ili, doğal açıdan kuzeyinde Haymana platosu, kuzeydoğuda Cihanbeyli Platosu ve Tuz Gölu"'ne, batısında Beyşehir Gölü'ne ve Akşehir Gölü'ne, güneyinde Sultan Dağları'ndan başlayan Karaman ilinin guneyine kadar devam eden, Toros yayının iç yamaçlaro önünde bir fay hattı boyunca oluşmus volkanik dağlara, doğusunda ise Obruk platosuna kadar uzanır.

     İlin uç noktalarını kuzeyinde Kulu'nun Köşkler Köyü, batısında Akşehir'in Değirmen Köyü, güneyinde Taşkent'in Beyreli Köyü, doğusunda ise Halkapınar'ın Delimahmutlu Köyü uç noktalarını oluşturmaktadır.

     Konya yüzölçümü 38257 km'2 dir. Bu alanı ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir. Konya'nın bu yüzölçümüne göller dahil değildir.

   Tuz Gölü, Akşehir Gölü, Beyşehir Gölü ve Suğla Gölü il sınırları içindedir. Sulama amacıyla Cumhuriyet döneminde May, Apa, Altınapa barajları yapılmıştır. Yarıkurak bir iklime sahiptir. Karapınar ve Ereğli , Türkiye 'nin en az yağış alan yerleridir.

Dağlık kesimlerinde ormanlık alanlar mevcuttur. Düzlükler ise bozkırlar şeklindedir.

Konya merkezine 10 dakika mesafede bulunan Meram, insana doğa ve hayat sevgisi sunuyor. Yeşil alanları, mesire yerleri ile ünlü Meram eskiden bağlık bir alanmış. Meram bağlarından bugüne ise sadece türküsü kalmış. Bağların yerinde lüks yapıların ve villaların yükselmesine rağmen Meram Çayı ve yeşil alanlar hala güzelliğini korumaktadır. Meram Çayı'nın her iki yanını çay bahçeleri ve lokantalar süslüyor. Çayın içinde gezinti tekneleri bulunuyor. Aydın Çavuş Tepesi'ne çıkarak tüm Konya'yı kuşbakışı görebilirsiniz. Aslında, Konya güzelliklerini göstermek konusunda Aydın Çavuş'a oldukça cömert davranıyor. Meram'a geldiğiniz zaman Konya'nın yöresel yemeklerini bir de burada, doğa eşliğinde tatmalısınız.

   
   
+20
+21°
+11°
Konya
Salı, 22
Çarşamba   +26° +10°
Perşembe   +25° +
Cuma   +24° +10°
Cumartesi   +24° +12°
Pazar   +26° +14°
Pazartesi   +23° +11°
altın fiyatları
Sözlük
Türkçe-İngilizce
 
www.altinekindernegi.org | © Copyright 2013 | Designed by Adem ATÇEKEN